Kira fiyatlarındaki artış, son iki-üç yıldır milyonlarca vatandaşın ortak sorunu haline geldi. Yeni bir ev arayanlar bütçelerine uygun seçenekler bulmakta zorlanırken, ev sahiplerinin talepleri de şaşırtıcı boyutlara ulaşmış durumda.Çoğu ev sahibi, kiraya verecekleri evi bekârlara ya da öğrencilere vermek istemediklerini açıkça ifade ediyor. Bu durum, emlakçılar tarafından da dile getiriliyor. Son zamanlarda bazı mülk sahipleri ise kiracı adaylarından sabıka kaydı ve maaş bordrosu talep ediyor. Ayrıca, kiracının memur olmasını isteyen ev sahiplerinin sayısı da bir hayli fazla…EV SAHİPLERİNİN KEFİL ŞARTI GİDEREK YAYGINLAŞIYORBunların dışında daha ilginç talepler de bulunuyor. Örneğin, yakın zamanda Denizli’de yaşanan bir olayda, bir ev sahibi üç oda bir salon olan 15 bin liralık kiralık dairesi için kiracı adayından kredi notu raporu talep etti.Geçmiş yıllarda kefil şartı olarak karşılaşılan talepler de artık daha yaygın bir uygulama haline geldi. İlginç olan ise kefil olarak özel sektörden birini kabul etmeyen ev sahipleri genellikle memur kefil talep ediyor. Tüm bunların dışında emlakçılar aracılığıyla kiralık ev bakanlar sık sık, “Ev sahibi tahliye taahhütnamesi istiyor, buna imza atmanız gerekiyor” cümlesini de işitiyor.Peki ev sahipleri böyle taleplerde bulunabilir mi? Kiracılar nasıl bir yol izlemeli?‘SÖZLEŞME SERBESTİSİ UYARINCA BAZI ŞARTLAR GETİRİLEBİLİR ANCAK AYRIMCILIK YASAĞI DELİNEMEZ’Konuyu Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa’ya danıştığımda “Bu olaylara benzer olarak belki hatırlanır, Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından bir ev sahibine evli olmayan kişilere kiralama yapılmayacağına dair ilanından sonra ceza verilmişti. Burada bakılması gereken nokta sözleşme serbestisi ilkesi ve hakkı ile toplumsal barışın bozulması ve ayrımcılığın yapılması arasındaki dengenin korunmasıdır” dedi. Kısa, şöyle devam etti:-- Bir kişi elbette sözleşme serbestisi uyarınca sözleşme yapacağı kişilere şartlar getirebilir ancak bu şartlar ayrımcılık yasağını delemez. Anayasamızın 10’uncu maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”-- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14’üncü maddesine göre de “Bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”“Anayasamızda doğrudan yazmasa da AİHS’de belirtildiği üzere servet nedeniyle ayrımcılık yasaktır” diyen Kısa, “Türkiye, bu sözleşmeye taraf olduğu için bu kural bizler için de geçerlidir. Bu halde geniş yorumlamayla ev sahibinin bu ayrımcılığa neden olabileceği söylenebilir. Bu da daha önceki örnekte görüldüğü gibi ceza sonucu ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.EV SAHİPLERİ KEFİL ŞARTI GETİREBİLİR Mİ?Son dönemlerde artan kira anlaşmazlıkları ev sahiplerini güvence arayışına itti. Özellikle kiracılardan istenen kefil şartında artış var. Peki ev sahiplerinin böyle bir hakkı var mı?Bu soruma “Kefalet Türk Borçlar Kanunu uyarınca öngörülmüş bir sözleşme ve yükümlülük tipidir” cevabını veren Ümit Yasin Kısa, “Her sözleşmede bir veya birden fazla kişi borçlunun yanında kefil olarak sözleşmeye dahil olabilir. Bu durumda kira sözleşmelerinde de kiracının yanında kefil bulunmasında bunun istenmesinde bir sakınca yoktur” şeklinde konuştu.TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNE DİKKAT!Emlak sitelerine giriş yapan ya da mülk sahipleriyle görüşen çoğu kiracı adayı tahliye taahhütnamesi şartıyla da karşılaşıyor. Bu durum hukuka uygun mu?“Tahliye Taahhütnamesi yine Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmektedir. Buna göre kiracı kiraya verene karşı, kiralananı belirli bir tarihte tahliye edeceğini yazılı olarak taahhüt edebilir. Bu taahhüdün geçerli olabilmesi, kira sözleşmesinin imzalanmasından sonraki bir tarihte yapılmış olmasına bağlıdır. Ne var ki uygulamada kira sözleşmesi ile birlikte tahliye taahhüdünü aynı günde almak istemekteler” diyen Ümit Yasin Kısa, şu önemli bilgilerin altını çizdi:“Böyle durumlarda genellikle kiracıdan boş imzalı tahliye taahhüdü alındığı oluyor. Bu uygulama kanuna açıkça aykırıdır ancak boş imzalı verilen tahliye taahhüdünün sonrasında gerçeğe aykırı olarak doldurulduğunu ispat yükü ise kiracıda olacaktır. Bu nedenle, kira sözleşmesiyle birlikte dayatılmak istenen ilgili kısımları boş bırakılmış tahliye taahhüdünün imzalanmaması gerekmektedir, aksi gerçeği ispatlaması çok zor olacaktır.”
‘EĞER İMZA ATILDIYSA KİRACI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN TAŞINMAZDAN ZORLA TAHLİYE EDİLEBİLİR’Kısa, “Eğer kiracı tarafından usulüne uygun olarak tahliye taahhüdü imzalanmışsa, taahhütte belirtilen tarihte kiralananın tahliye edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kiraya veren tarafından icra takibi ile kiralananın tahliyesi istenebilir. Kiracı, icra emrine uymaz, itiraz eder ve itiraz kaldırılır, kiraya veren de tahliyesini isterse; icra müdürlüğü tarafından taşınmazdan zorla tahliye edilir” ifadelerini kullandı.KİRA KONTRATINDA BULUNMASI GEREKEN ŞARTLAR NELER?Kira sözleşmesinin yazılı şekil şartına tabi olmadığını sözlü bir kira sözleşmesinin de mümkün olduğunu söyleyen Ümit Yasin Kısa, “Kira sözleşmesinde yazılmayan hükümler için kanunda öngörülen maddeler vardır. Bu nedenle yazılı birçok madde esasında gerekli olmayan, bizatihi kanunda geçen ifadelerdir” dedi ve ekledi:“Bunların yanında; kiralananda bulunan demirbaşlar, kiralananın durumu, boya vb. işlerden kimin sorumlu olduğu, aidat ve abonelik vb., fesih için özel bir bildirimin belirlenip belirlenmediği gibi hususların kira sözleşmesinde düzenlenmesi uyuşmazlığı azaltacaktır.”EV KİRALANIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?Bu nokta öncelik kiraya veren sıfatıyla hareket eden kişinin taşınmazın maliki olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Ümit Yasin Kısa, “Kişinin, kira sözleşmesini imzalamadan önce bir profesyonelden destek alması, kira sözleşmesini imzaladığı kişi ile ödeme yaptığı kişinin aynı olması en önemli hususlar. Bunların dışında evin durumu, binanın yılı, tapu kaydının olup olmadığı, kentsel dönüşüme girme ihtimalinin olup olmadığı gibi konularda da gerekli araştırmayı yapmak faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
‘EĞER İMZA ATILDIYSA KİRACI İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN TAŞINMAZDAN ZORLA TAHLİYE EDİLEBİLİR’Kısa, “Eğer kiracı tarafından usulüne uygun olarak tahliye taahhüdü imzalanmışsa, taahhütte belirtilen tarihte kiralananın tahliye edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kiraya veren tarafından icra takibi ile kiralananın tahliyesi istenebilir. Kiracı, icra emrine uymaz, itiraz eder ve itiraz kaldırılır, kiraya veren de tahliyesini isterse; icra müdürlüğü tarafından taşınmazdan zorla tahliye edilir” ifadelerini kullandı.KİRA KONTRATINDA BULUNMASI GEREKEN ŞARTLAR NELER?Kira sözleşmesinin yazılı şekil şartına tabi olmadığını sözlü bir kira sözleşmesinin de mümkün olduğunu söyleyen Ümit Yasin Kısa, “Kira sözleşmesinde yazılmayan hükümler için kanunda öngörülen maddeler vardır. Bu nedenle yazılı birçok madde esasında gerekli olmayan, bizatihi kanunda geçen ifadelerdir” dedi ve ekledi:“Bunların yanında; kiralananda bulunan demirbaşlar, kiralananın durumu, boya vb. işlerden kimin sorumlu olduğu, aidat ve abonelik vb., fesih için özel bir bildirimin belirlenip belirlenmediği gibi hususların kira sözleşmesinde düzenlenmesi uyuşmazlığı azaltacaktır.”EV KİRALANIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?Bu nokta öncelik kiraya veren sıfatıyla hareket eden kişinin taşınmazın maliki olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Ümit Yasin Kısa, “Kişinin, kira sözleşmesini imzalamadan önce bir profesyonelden destek alması, kira sözleşmesini imzaladığı kişi ile ödeme yaptığı kişinin aynı olması en önemli hususlar. Bunların dışında evin durumu, binanın yılı, tapu kaydının olup olmadığı, kentsel dönüşüme girme ihtimalinin olup olmadığı gibi konularda da gerekli araştırmayı yapmak faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.